13 Aralık 2017 Çarşamba


FRANSA CUMHURİYETİ


  Fransa Cumhuriyeti ya da kısaca Fransa, Belçika, Lüksemburg, Almanya, İsviçre, İtalya, Monako, Andorra ve İspanya ile komşu olan, Batı Avrupa'da ülke. Avrupa Birliği'nin kurucu ülkesidir. 2015 yılı verilerine göre Fransa'nın nüfusu 66,808,385 kişidir.Cumhuriyetle yönetilmektedir. Baş şehri Paris'tir.

POLİTİKA


  Beşinci Cumhuriyet'in anayasası 28 Eylül 1958'de halk oyuyla onaylandı. Yeni anayasa, icra merciinin gücünü (parlamentoya göre) artırmıştır. Anayasaya göre devlet başkanı 5 yıllık bir süre için doğrudan seçilir. Devlet başkanının tasarrufu, devletin düzgün çalışmasını ve devamını sağlar. Devlet başkanı, başbakanın atamasını yapar, orduyu yönetir ve uluslar arası anlaşmaları onaylar. 
Fransız Parlamento su Fransa'nın ana yasama organıdır. Milletvekilleri 5 yıllık süre için doğrudan oyla seçilir ve her seçimde tüm koltuklar için oylama yapılır. Senatörler ise Parlamento tarafından 9 yıllığına seçilir. Senato seçimleri her 3 yılda bir yapılır ve her seçimde senatonun üçte biri yenilenir. Senato'nun yasama gücü sınırlıdır: Senato ile Parlamento arasında anlaşmazlık olması durumunda son söz Parlamento'ya aittir. Parlamento'nun gündemini belirlemede hükümetin büyük etkisi vardır.  

   TARİHİ


  Merovenj krallarının zalimane ve sefih bir hayat sürerek birbirleriyle sürdürdükleri mücadele, Gallia ülkesini fakir, harap bir hale getirmiştir. Merovenj kralları adına ülkeyi idareye başlayan Caroling sülalesinden Karl Martel, Franklarda tekrar bütünlüğü sağlamış, hatta İspanyada devlet kurmuş olan Emevilerin bir ordusuyla 732 yılında Poitiers-touıs arasında yaptığı savaşı kazanmıştır. Oğlu olan Bodur Péppin, son Merovenj kralını tahtından indirerek kendini 751'de kral ilan etti. Papa tarafından da kral olarak takdis edildi. Oğlu Büyük Karl zamanında ülke toprak olarak genişledi. Oğlu olan Birinci Ludvige gelişmiş, büyümüş bir Fransa ile Almanya bırakmıştır. Birinci Ludvigin ölümü ile ülke üçe bölündü. 843 yılında üç kardeş Verdun Antlaşması ile ülkeyi taksim ettiler. Ülke kendini meydana getiren üç millete (Fransız, İtalyan ve Alman) birer papa düşecek şekilde bölündü. Bugünkü Fransa, Dazlak İkinci Charles (Kel Şarl)'ın payına düşen kısımdadır. Ülkeye Francie (Fransa) ismi bu zamanda verildi.

  1774'te, Kral Onaltıncı Louis zamanında, sonu tarihte çok meşhur olan, yakınçağın başlangıcı kabul edilen 1789daki ihtilalle neticelenen iç karışıklıklar yoğunlaştı. 14 Temmuz 1789'da Paris halkı, kral ve asillere karşı ayaklandı. Siyasi mahkumların bulunduğu Bastılle Hapishanesini basan isyancılar, buradaki mahkumları serbest bıraktılar. Kral devrilerek bir ay sonra meclis "Vatandaş ve İnsan Hakları Beyannamesi"ni yayınladı.

  Bu hadisenin devamı olarak 1797 senesinin Eylül ayında ülkede Cumhuriyet ilan edildi. Fransada bu yeni siyasi değişiklik, komşu devletleri telaşa düşürdü. Bunlardan İngiltere başta olmak üzere toplam beş ülke ile savaşmak zorunda kaldı. Ülkedeki yeni yönetime geçilmesi üzerinden fazla bir zaman geçmeden 1799da başa geçen General Napolyon Bonapart, ülke idaresinde tek söz sahibi olan kişi durumuna geldi. Bunun neticesi olarak da 1804te kendisini Fransa İmparatoru ilan etti. Napolyon kuvvetli bir ordu teşkil ederek dünya hakimiyetini ele geçirmek için İngilizlere ve Avrupa'nın çeşitli yerlerine aralıksız seferler düzenledi. Osmanlılara karşı Mısırda Akka Kalesinde yapılan savaşta büyük bir hezimete uğrayan Bonapart, kendisini tekrar toparladıktan sonra 1812de 500.000 kişilik düzenli bir ordusu ile bu sefer de Rusya üzerine yürüdü. Fransa'dan Moskova'ya kadar ilerleyen Napolyon, kazandığı zaferlerini Moskova'nın soğuğuna kaptırdı. Fransızların alışamadığı soğuk havada Rusların küçük saldırılarından çok perişan oldu. Moskova'yı işgal eden zamanının en büyük ordusu, perişan bir vaziyette geri çekilmeye başladı. Fransa'ya ordunun ancak % 15i dönebildi. krallık tekrar kurularak, tahta On sekizinci Louis getirildi. Bir ara Napolyon tekrar idareyi ele aldı. 1815teki Waterloo Savaşını kaybetmesiyle 100 günlük saltanatı tekrar sona erdi. Amerika'ya gitmek isterken, İngilizlere teslim oldu. Tahta tekrar On sekizinci Louis geçti (1814-1824). Krallık idaresi 1848 yılına kadar devam etti.

  1848'den 1852'ye kadar süren bir Cumhuriyet idaresi tesis edildi. Almanya'ya karşı 1870'te Fransa'nın açtığı savaş, hezimet ve ağır şartlar ihtiva eden bir antlaşma ile son buldu. Savaş sonunda 1871'de Cumhuriyet üçüncü defa ilan edildi.

  İkinci Dünya Savaşında da İngiltere, Rusya ve Amerika safında yer alan Fransa, harbin başında Almanya tarafından işgal edilmiş fakat harbi müttefikler kazanınca işgalden kurtulmuştur. 1946 yılında, dördüncü defa cumhuriyet ilanından sonra savaş masraflarıyla çok bozulan mali durum, Amerikan yardımlarıyla düzeltilebilmiştir.

   FİZİKİ YAPI


  Fransa, Atlas Okyanusu ile Akdeniz arasında İber Yarımadasını Avrupa’ya bağlayan dar bir boğaza benzetilebilir. Fazla yüksek bir ülke olmamasına rağmen bir dağ engelini andırır. Ülke dahilinde yükseltiler ve düzlükler bir uyum içindedir. İspanya gibi Fransa’nın bir kıyısı da Akdeniz’e açılır. Fakat İspanya yarımadasında, Ardenler Kuzey, yazdığı halde Fransa bir Batı Avrupa ülkesidir. Yüzey şekilleri bakımından çok çeşitlilik gösterir. Yüzey, genel olarak dağlık alanlarla havza ve ovalardan mey dana gelmiştir. Dağlık alanlar, eski kütleler ve genç yüksek kıvrımlar olmak üzere başlıca iki bölüme ayrılır.


  Güney ve Orta Avrupa’da kollar halin, de uzanan ve yaylar çizen Alplerin batı parçası da Fransa’da kalır. Ron vadisinin doğusunda yayılan Fransa Alplerin de, Alp dağlarının ve bütün Avrupa’nın en yüksek noktası olan Mont Blanc (4.810 m.) yer almaktadır. Juralarla gelince Alp sistemine bağlı olan dağların en alçak sıralarıdır. Fransa ve Isveçre de yayılan Juralar birbirine paralel sıralardan meydana gelmiştir. (En yüksek yeri 1.710 m. dir).

  Fransa’nın batısında Atlas Okyanusu ve Manş Denizi kıyıları sığdır. Yalnız Biskay Körfezine yaklaştıkça Atlas Okyanusu derinleşmekte olup yine de sığ bir kıyı sayılmaktadır. Akdeniz kıyıları, Marsilya doğusu ve batısı olmak üzere iki ayrı karekter göstermektedir. Marsilyanın batısında kalan ve Creus burnuna kadar olan bölgenin denizi sığ, kara kesimi ise düşük rakımlıdır. Fakat buna karşılık Marsilyanın doğusundan itibaren İtalya sınırına kadar olan bölge aynı ölçüde sığ olmayıp, biraz derin olduğu gibi, karada da deniz kenarından hemen dağlar ve yükseltiler başlamaktadır. Aynı zamanda bu kıyıların bir bölümü kayalıktır. Fransanın güneşi en çok gören bölgesi ve deniz sahili en güzel olan yeri, Marsilyanın doğusu olmaktadır.

  Fransa'da ovalar dağlar arasında geniş yer kaplarlar. Manş Denizi kıyısındaki Belçika sınırı ile Akdeniz kıyısındaki İspanya sınırı arasındaki doğrunun batısı ova, doğusu ise dağlık ve yayla sayılabilir. Ülkedeki önemli ovalar, Paris Havzası, Akıtanya Havzası ve Rhone Havzasıdır.

  Paris Havzası, batısında Armonik Masiti, doğusunda Ardenler ve Vojlar, güneyinde ise Masif Santral tarafından çevrilmiştir. Akıtanya Havzası, Masif Santral ve Pireneler arasında kalır. Rhone Havzası ise Rhone Nehri ve kolları bölgesi olup, Alpler ve Masif Santral arasında kalmış bir vadidir. Bu üç ova aynı zamanda Masif Santral etrafında biribirine bağlıdır.

  İklim bölgelere göre önemli farklılık göstermez. Ülkede Akdeniz ve Okyanus iklimleri hakimdir.

   SİYASİ HAYAT


   İkinci Dünya Savaşından sonra dördüncü defa Cumhuriyet ilan edilmiştir. Günümüzde parlamenter Cumhuriyet rejimi ile idare edilir. Parlamentosu, 577 üyeli Millet Meclisi ve 317 üyeli Senatodan meydana gelir. Millet meclisi üyeleri 5 yıllık bir süre için halk tarafından seçilir. Senatörler ise millet vekilleri ve belediye meclisleri tarafından 9 senede seçilir.

  Siyasi durum : Fransa’nın 1789 ihtilalinden önce bir anayasası yoktu ve memleket, doğrudan doğruya krallar tarafından yönetilirdi. 1789 da meydana gelen ilk anayasa, ihtilal yıllarında kısa aralıklarda değişikliğe uğradı. Cumhuriyet ilk defa 1792 yılında ilan edilmiş, onu Convention, Directoire ve Consulat, 1804 yılında da Birinci Napoleo’nun imparatorluğu takip etmiştir. Birinci Napoleo’nun büyük yenilgilerin, den sonra yeniden krallığa dönülmüştür. 1848 yılında ikinci defa cumhuriyet ilan edildiyse de 1852 de Napoleon III. ikinci imparatorluğu kurmuştur. 1870 yılında uğranılan Sedan yenilgisi üzerine üçüncü defa Cumhuriyet ilan edilmiştir. Fransa, Birinci Dünya Savaşının galip devletleri arasında yer almış savaştan sonra, dünyanın büyük devletleri arasındaki durumunu muhafaza etmiştir. İkinci Dünya Savaşının başlaması üzerine, Birleşik Devletlerin ve İngiltere'nin yanında Almanlara ve müttefiklerine karşı savaşa başlamış fakat, 1940 yılında Almanlar tarafından işgal edilmiş ve mütareke yapmak zorunda kalmıştır. Bu yıllarda Fransa’yı Mareşal Peta’in tek başına yöneltmiş, İkinci Dünya Savaşının da Müttefiklerin lehine sonuçlanması üzerine, Fransa’da üçüncü Cumhuriyet devri kapanmıştır. 1947 yılında dördüncü cumhuriyet devri başlamış fakat savaş sonunda meydana gelen çeşitli meseleler ve anlaşmazlıklar, sömürgelerde çıkan ayaklanmalar, dördüncü cumhuriyet devrinin de kapanmasını sağlamıştır. 1959 yılında, Fransa beşinci cumhuriyetine girmiştir.
  Cumhurbaşkanı yedi yılda bir halk tarafından seçilir. Bakanlar kurulunu, yüksek kamu görevlilerini ve yargıçları atayan cumhurbaşkanı yönetimle ve yasalarla ilgili konularda halk oylamasına başvurma ve meclisi fes etme yetkisine sahiptir. Hükumet hem cumhurbaşkanına, hem parlamentoya karşı sorumludur. Dış politika ve savunma gibi konularda da cumhurbaşkanının belirli bir ağırlığı vardır.

  1993te yapılan seçimler sol partilerin hezimeti ile neticelendi. On iki yıldır iktidarda olan sol partiler büyük hayal kırıklığına uğradılar. Sağ partilerin kurduğu koalisyon 484 milletvekilliği kazandı.

  EKONOMİ


  Fransa bir tarım ülkesidir. Topraklarının % 80i tarıma elverişli olup halkın 2/3ü bu sektörde çalışmaktadır. Kereste ve ormancılıkla uğraşanlar bu orana dahildir.

  Tarımdan sonra ikinci büyük sektör sanayi sektörüdür. Büyük farklılıklar ve çeşitlilikler göstererek toplam milli üretimin % 50si bu sektörden sağlanmaktadır. Aktif halkın % 40ı sanayi sektöründe çalışmaktadır.

  Ulaşım bakımından çok ileri bir durumda olan Fransada demiryolu ve hava yolu çok gelişmiştir. Bunlardan sonra karayolu ve deniz yolu gelmektedir. Ülkenin her tarafı demiryolu ağı ile örülmüştür.


  FRANSA VE TÜRKİYE 


  Fransa ve Türkiye ilişkileri yüzlerce yıllık köklü bir geçmişe sahiptir. Özellikle Kanuni Sultan Süleyman döneminde Fransa Osmanlı Devleti'ni diğer Batı Avrupa ülkelerine karşı bir tür dengeleyici olarak görmüş ve işbirliği yapmıştır. Fransız Devrimi'nden sonra diğer etnik gruplar gibi Türkler de milliyetçilik anlayışlarını Osmanlı'nın klasik millet anlayışından ırk temelli anlayışa doğru çevirmişlerdir. 19. yüzyıl boyunca Osmanlı aydınının laikleşmesi sürecinde de Fransa önemli bir ilham kaynağı olmuştur. Osmanlı siyasi gelenekler açısından da Fransa'nın devrim, terör ve sonrası döneminde fazlasıyla etkilenmiştir. I. Dünya Savaşı'nda iki taraf farklı cephelerde savaşmışlar ve Osmanlı'nın yenilmesiyle birlikte Anadolu'yu işgal edenlere Fransa da katılmıştır. O ana kadar azınlıkları çıkarları doğrultusunda destekleyen Paris, bundan sonra bu siyasetini gizleme gereği dahi duymayacaktır. Özellikle Kilikya ve Güneydoğu bölgelerinde Ermeni destekçilerinin katliamlar yapmasına da göz yuman Fransa'nın bu tavrı Anadolu topraklarında kan davalarına yol açmıştır.Ancak Mustafa Kemal Önderliği'ndeki Türk orduları Fransızları ve Müttefiklerini en kısa zamanda Anadolu topraklarından atmış ve Tükiye Cumhuriyetini kurmuştur. (1923)

  Son dönemde ise Fransa Meclisi'nin 2001 yılında Ermeni iddialarını 'soykırım' olarak kabul etmesi ilişkileri son derece germiştir. Buna ek olarak Fransa Meclisi 12 Ekim 2006 tarihinde, "Ermeni soykırımının inkarının suç sayılmasını ve ihlal edenlere 1 yıl hapis ve 45.000 Euro para cezası verilmesini öngören yasa teklifini kabul etmiştir. Türkiye bu olayı sert bir dille kınamış ve bazı yaptırımlar uygulayacağını açıklamıştır. Resmi düzeyde olmasa da sivil toplum kuruluşları ekonomik boykot kararı almışlardır. Fransa'nın bu tavrından yola çıkarak Türkiye'de Fransa ve Ermenistan’a Ambargo uygulamış bir süreden sonra Fransa'nın baskılarıyla kaldırılmıştır. (Fransa zor durumda kalmadığı için).

  Fransa, Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkan başlıca birlik üyelerinden biridir.


FRANSA HAKKINDA İLGİNÇ BİLGİLER


  • Yaklaşık 67 milyon nüfusu ile Avrupa Birliği’nin ikinci en kalabalık ülkesi ve Avrupa’nın üçüncüsüdür.
  • Bir yılda peynirin birçok çeşiti üretilmektedir.
  • Versay dünyada en yaygın kopyalanan kalesi olmuştur.
  • 20 yıldır en fazla turist çeken şehirler arasında ilk 10’da yer almıştır.
  • Fransa nüfusu sağlıklı beslenme konusunda dünyada ikinci sırada yer alır.
  • Fransız mutfağı Avrupa’nın önde gelen mutfağı olarak kabul edilir – yaklaşık 3.000 patentli sosu vardır.
  • Danone 2012 süt ürünleri satışı ile dünyada ikinci sırada yer aldı.
  • Dünyada peynir en büyük ihracatçısıdır.
  • Victor Hugo adı altında birçok sokak, kasaba ve şehir vardır.
  • Avrupa Birliği üyesi ülkeler içinde yüzölçümü en büyük olanıdır.
  • Napolyon 18 Mayıs 1804’e kadar Fransa Konsülü olarak Fransa Cumhuriyeti’nin ilk başkanı olmuştur.
  • Fransızlar, ülkelerini topraklarının biçiminden ötürü Altıgen olarak adlandırırlar
  • En yüksek işsizlik düzeyi, hatta 3.350.000 çalışma çağındaki nüfus çalışmıyor ve Fransa’da kamu harcamaları dünyadaki en yüksek harcamaları olan ülkedir.
  • Ekonomisinin gücü Dünya’da beşinci ihracat ülkesidir: Dünyada 500 en güçlü şirketlerin arasında 30’dan fazla Fransız şirket vardır.
  • Galya horozu Fransa'nın ulusal hayvanıdır.
  • Ortalama kişi günde 8,83 saat uyuyor.
  • Fransa Dünya'daki herhangi bir ülkeden daha fazla zaman dilimi kullanmakta, 12 zaman dilimi kullanılmaktadır.
  • 2012 yılına kadar kadınların pantolon giymesi yasa dışıydı.
  • Patates 1748-1772 yılları arasında yasadışıydı.
  • Napolyon kısa değildi. O aslında ortalama bir Fransız'ın üstünde bir boya sahipti.
  • Paris şehrinin tamamında yalnızca bir STOP tabelası vardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

FRANSA CUMHURİYETİ   Fransa Cumhuriyeti ya da kısaca Fransa, Belçika, Lüksemburg, Almanya, İsviçre, İtalya, Monako, Andorra ve İspany...